Ezik İnsan Psikolojisi


Algı insanoğlunun potansiyeliyle göze göz dişe diş bir savaş içindedir ve her zaman zıt yönde ilerler. Yalan  söyleme ihtiyacı ise insanın sefil dünyasında kaybettiklerini doğurtma arzusundan gelmektedir.
Yalanı diline süs etmiş insanların gerçeklik ve sevgi eşiği normale göre absürt,ezik ve sonu getirendir. Acıma duygusu vicdanda değil akılda soluk alır,aksi takdirde vicdan; sığ ve ahraz bir yürekten öteye gidemez. Akıl ve düşünme yetisi insanoğluna bahşedilmiş en aynı zamanda tek kutsal şeydir. İpin diğer tarafındaki kalp ve sevme işini de ele alırsak tüm saydıklarım saf dışı olmuş ve yitirilmiştir.  Mükemmel bir makine olarak gözümüzde yücelttiğimiz insan ırkı ve psikolojisi bir cam kadar iç gösteren,zayıf ve güçsüzdür. Yalan,cesaret,yaşama arzusu,öğrenme iç güdüsü ve daha bir çok donanımla bileylenen insanoğlu düz bir yolda yürebilmek varken yolun kenarından tünel kazar ikinci ihtimali ‘gereksiz ve bağnazca’ yarattıktan sonra ortalıkta yapabilen sıfatıyla gezen tek ve değişmez bir türdür.

Zayıf insan tıpkı bir cam kadar saydam,ince yahut kesicidir. Dış dünyaya,sosyal ve iç duygu-durum değişikliğine oluşturmuş olduğu mekanizma günün birinde paslanır, eskimeye başlar ve ne yazık ki tamiri mümkün değildir. Çünkü bahsettiğim  gibi insanoğlu kendi yarattığına dahi çare bulmayı bilmez, şuan aldığı nefese minnet duyar lakin ilerideki köşede boğazına takılacak kılçığı asla hesaba katmaz. Beğenme ve beğendirme çabası insanda akıl almaz bir savaşa döner ve galibi kendisi olur, mağlubu da ta kendisi.Yazacağı satırların ilhamı kendisinde iken kelimeleri hep sokaktan toplayan, bir solukta anlatılacak yaşamı evirip çevirip sayfaların içinde donduran...  İçi kaynadığı vakit soğukluktan  dem vurur,  sıcak sularda ise buz tutmuş  düşüncelere çare bulur. Bir çelişki desem, ikilemlere haksızlık edeceğim, tekdüze deyip geçsem, sıradanlığın manasını değiştireceğim. Bir çığ gibi içinde büyüttüğü ilgi görme arzusunu, en noksan ve yetersiz tarafıyla doyurmaya çalışır. Doyduğu vakit, açlığı hiç tadmamışcasına unutur.  İçinde yuvarlaya yuvarlaya büyüttüğü hırs günün birinde kendi kapısını kapatır ve bahsettiğim bu insanoğlu anahtarını belki günler belki yıllar boyunca aramaya koyulur. İşin aslı bu insanoğlu aylar  verilen metaforlara afili kuramlara kesinlikle yetersiz ve yenik olduğu konusunda hem fikir isek kim bu insanoğlu?
“Yetişemediğine çabalayan, yetiştiğine hemen heves doyuran, acısını dahi yaşamayı beceremeyip vicdanını aklına kırdıran.”

Yorumlar

  1. son cümleni çok sevdim :) kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  2. İnsan olmak zor, dengeyi tutturmak zor. Tutturan var mıdır bilemem.

    YanıtlaSil
  3. Yazının konusunun insan olduğu anlaşılıyor da yazım dilinizi pek çözemedim. Anlayamadığım için de kusura bakmayın yorumlayamadım. İlk satırdaki deyimin doğrusu "Göze göz, dişe diş"dir. Hakkınızda bilgi de bulamadım. Her şeyler gibi gençliğin dili de değişiyor. Alışmaya gayret edeceğim. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. Yine hayran kaldım yazdıklarına Aybüke Hanım. Eşin menendin yok senin bu alanda. Yerin başka, sevgilerle.:))

    YanıtlaSil
  5. Yaşamın dengesini kurabilmek önemli, güzel bir yazıydı. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Hep bir arayış değil mi? Aslında neyi aradığını bilmeyen bulduklarını da beğenmeyenleriz. Insan olmak, bazen çok zor bazense çok basit çok da büyütmemek en iysi.

    YanıtlaSil
  7. Ezik insan başkalarını ezmeye ve megalomaniye de çok eğilimli diye düşünüyorum ismi lazım T harfiyle başlayan biri aklıma geliyor:)çok güzel bir yazıydı, eline sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder