Bir Kağıt ve Bi' Ağıt



Düşünüyorum 

Düşünmeyi durduruyorum

Konuşuyorum

Cümlem yarım kaldı

Zaten  bu fikir tamamlanacak kadar anlamlı olamazdı 

Masada bilmem kaç hazine

İnceliyorum

Kitap aralarında renkli kağıtlar 

Kalın dosyalar ve bilge tavırlar

Düşünüyorum

Düşünmeyi bırakıp konuşuyorum

Saçmalıyorum

Cümlemi tamamlayamadım

Yok olmak istiyorum 

Kağıtlara davranıyorum

Gidecekken düşüyorum

Düşünüyorum 

Düşünmeyi bırakıp konuşuyorum

Yahu neden düşünmeyi bırakıp konuşuyorum diyorum

Bildiğim her şeyi zihnimde yakalayıp

Dilime ittiriyorum

Devrik cümle kurdum

Yok olmak istiyorum

Susuyorum

Dinliyorum

Anlamıyorum

İçimden konuşuyorum; 

Ne çok düştün kızım, ama en çok kendine. Doymak istediğin yer ile olmak istediğin gerçekliğin beşiğine. Ben artık değiştim deyip alışık olmadığın hallerine.  Anladım. Gerçekliğin peşinde koşuyorsun, dişlerinde kanlı etler ve çehrende hakiki  bir ciddiyet fakat eğreti duruyor sanki sana bu illiyet. Kızım, anlayamıyorum gerçekliğin beşiğinde uyumak mı arzun, yoksa doyacağın sofrayı ararken yıldığın bir durak mı tüm hırsın? Düşerken sordun mu  elmastan satırlara,  hiç ama hiç okunamayan  bir el yazısına? Merak ediyorum sordun mu hiç sana beşik hissi uyandıran dikdörtgen bir kağıda? Gerçek nedir biliyor musun mesela? Henüz yirmi iki takvim eskitmiş bedenin, üst üste koysan boyunu geçmez esasında senin adına  bilgelik dediğin deneyimlerin. Ama ısrarla diretiyorsun yahu hep ben bilirim hep ben bilirim... Bilmediğin lezzetler pişirmiştin topraktan kaplara, bedenini değil kafanı doyurdun kaşıkları yere çala çala. İstediğin şey ne anlamıyorum bir kaç sayfa kağıt mı öğretecek sana gerçekliği okuta okuta?

Kapı çalıyor

İrkiliyorum

İlgisiz bir tavırla dinliyorum

Avamlığın tanımını düşünüyorum

Sonra

Sohbeti bağlayıcı bi gülüşme

Yine düşünüyorum

Konuşuyorum

Fakat bu sefer esaslı şeyler söylüyorum

Sanki kelimeleri hizaya getiriyorum

İşte diyorum

Hizaya getirmek benim işim

Düşünüyorum

Fakat iki kabartmalı yaprağı 

Kağıda dizemiyorum

İçime konuşuyorum


Önünde tazecik bir kağıt, manası sırtına binmiş sanki bir ağıt. Aman be. Süslü cümleler dursun şurada sende düpedüz kullan şu kalemini arada sırada. Ne istiyorsun kızım? Zaten oturmadın, kendin gibi ayakta mı kalacak doğru sandığın yanlışların? 

Vakit geçiyor

Poşet dosya kara delik olmuş 

Kağıdı içine almıyor

Davranıyorum

Karşılayıcı bir tavır

Gidiyorum

Düşünüyorum.












 




Yorumlar

  1. Bende zaman zaman kelimeler içinden kelimeler seçip anlamı bana saklı yazılar yazıyorum kimse anlamada ben anlıyorım
    Şiirinizi çok begendim elinize gönlünüze saglık

    YanıtlaSil
  2. Unutturdunuz kendinizi Aybüke Hanım, oysa ne güzel yazılarınız vardı. Sevgiler:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder