Öz Şefkat Nedir?

Öz şefkat kavramı ile ilk tanıştığımda aklıma insanları sevme, hayata karşı sağ duyulu davranma ve hoşgörü gibi kavramlar gelmişti. Aslında tam da öz şefkatin ele aldığı   hep dış dünyamızı ve insanları doyurma arzusunu, kendimize açtığımız bitmek bilmeyen savaşların mağlubuda galibide yine kendimiz olduğunu kendimle ispatlamıştım. Şefkat kelimesini insanın özünden uzak anlatacak olsaydım -bu her ne kadar mümkün olmasa da- yaşama arzusu ve egonun bir diğerine aktarımı diyebilirdim. Aslında demek olmuyor ki şefkat gösterdiğiniz her şeyi ego tatmini ve onaylanma arzusu ile yapıyoruz, hayır sadece zihnimizin motivasyona ihtiyacı var ve bize farkettirmeden bu duygulardan besleniyor.




Öz Şefkat Ve Doğa
Öz Şefkat Hayatımızın Neresinde?


Şimdi hayatınızdaki; tüm kayıpları, mikrofonu kendi ellerinizle verdiğiniz halde susmadığı için acı çektiğiniz  düşüncelerinizi, adını bilmediğiniz yollardaki zincirleme kazaların sebebi oluşunuzu, herhangi bir depremin enkazı altında kendinizi sorgulayışlarınızı, yetemediğinize inandırılmış düşüncelerinizi uzunca beyaz bir masaya koymanızı istiyorum. Bu beyaz masada sizin acılarınız duruyor ve tabakların içindeki her şeyin tadını epey iyi biliyorsunuz. Ve şimdi masanızın yanına uzunca siyah bir sofra daha kuruluyor ve üzerinde tıpkı sizinkiler gibi tabaklar sıralanmış. Sizden iki sofra arasında bir seçim yapmanızı istiyorum. Bilmediği masaya oturacak cesareti gösteremeyenler; tadını iliklerine kadar hissettiği acılarını, hayatının sonuna kadar ısıtıp ısıtıp yiyecek. Siyah masayı tercih edenler deneyimlediği tatlar sebebi ile hoşuna gitmeyen tabağı sofradan çıkarabilecek. İşte siyah masa sizin öz şefkatiniz. Kendinizi yenileyip cesaret göstermediğiniz her an yaşanılmış ve tatsıza mahkum kalırsınız, bakın bırakılırsınız demiyorum çünkü: tercih sizin zihninizde. 


Öz şefkate bir tane daha örnek verecek olsaydım, öğrenci-sınav ilişkisi diyebilirdim. Düşük not aldığında öğretmene ve sorulara yük bindiren fakat yüksek notunu kendi başardığını anlatan öğrenci dolaylı yoldan bize öz şefkati anlatıyor aslında. Üzgün arkadaşınızı gördüğünüzde teselli etmek ne kadar vicdani bir olay ise kendinizi motive etmek,kendinize sarılmak hatta kendinizi koruyup kollamakta o kadar vicdani ve normal sayılmalı. Kendinin en iyi arkadaşı olmak bazen sorunları çözmede işe yarar. Yeterli olduğunuzu düşünmediğiniz bir olaya dert yakınıp içe kapanmaktansa ''evet yeterli değilim ama bunu başarabilirim'' diye telkin etmek işinize yarayacaktır. Unutmayın başarısızlığı ve acıyı kabullenmek onu onarabilmenın ilk aşamasıdır. Ve toprağın üstünü bir mermerle kapatmak sadece toprağın çürümesine ve havasız kalmasını sağlar. İnsanı en iyi kendinden olan anlar.


Öz Şefkat Ve İnsan


Öz Şefkat Kuralları Nelerdir?


Sev,sev,sev arkadaşım. Yıkıp döktüğün düzeninide, başaramadığın işini de, yapamadığın yemeğide sev. O deprem olmasa enkazın altında kalmayacaktın ama o deprem olmasa o bina yeniden inşaa edilmeyecekti. Herkese yetirmeye çalıştığın sevginden kendine pay bırak ki verebilecek enerjin olsun. Aslında hayat o iki masanın arasında, karşıya geçebilenler ve kendi acılarını ısıtıp ısıtıp yiyenler arasında geçip gidiyor. Bazen bir liseli gibi davranmalı aldığımız iyi notları kendimize pay çıkarıp, negatifleri hayata yükleyebilmeliyiz. Peki sen hangi masadasın?

Yorumlar

  1. Öz Şefkat her bireyin bebeklikten itibaren algılaması gerekir.

    Pembe Fili Düşünme kitabı tam olarak öz şefkat üzerine yazılmıştır. Tavsiyemdir.

    YanıtlaSil
  2. Kendi acısını ısıtıp ısıtıp yiyenler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masanızı değiştirenizde fayda var, kendiniz için yapın bunu.

      Sil
  3. Öğrenci sınav ilişkisinde sanırım öğrenciyken öz şefkatimizi konuşturmuşuz. Blogunuz çok güzel bir blog bundan sonra sıkı takipçinizim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Evet öğrencilik sonrası unutmamak gerek.

      Sil
  4. Kesinlikle öyle her şeyi yerinde ve yeteri kadar yapabilmek mühim olan. Öz şefkat bencillik ve egoya girmemeli.

    YanıtlaSil
  5. Blogunuz hayırlı olsun, nice nice yazılara:)

    YanıtlaSil
  6. Şefkat olmadan çok daha zor olacaktır hayat. Güzel bir konuydu. Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Sefkat uzaklıktan hissettiğimiz bir duygudur.Buhun eksikliğiyle buyuyuenler ileriki yaşlarda duygusal çöküntüler yaşıyor.
    Bloğun hayırlı olsun takibe aldım.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim güzel yorumun için, sevgilerimle.

      Sil
  8. yaşlar ilerledikçe özellikle kırkından sonra özşefkat artıyor ve beraberinde hoş naif yavaştan bir rahatlama geliyor insana ...yaş almanın en iyi tarafı bu olsa gerek...
    ""Sev,sev,sev arkadaşım. Yıkıp döktüğün düzeninide, başaramadığın işini de, yapamadığın yemeğide sev."" bayıldım ben bu tavsiyeye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her yaşta öğrenilen güzel şeylerden biri de öz şefkatmiş... Tabi yaş ilerledikçe hiç bir şeyin kendinden önemli olmadığını da çok güzel deneyimliyor insan eminim.. Teşekkür ederim. :)

      Sil
  9. Güzel. Umarız uzun soluklu bir blog olur. Başarılar dileriz.

    YanıtlaSil
  10. Evet dozunda olmaması durumunda insanda yine suçluluk duygusu ve kaygı meydana geliyor. Genel anlamda ''öz şefkate'' uzak bireyler kendini suçlayıp mutsuz olurken, sahip olmanın dozunu ayarlayamayanlarda ise''ego ve bencillik'' olarak geri dönüyor. Mükemmeliyetçilik bazen insanı başarıya itsede genel olarak kaygı taşımasına sebep oluyor evet. O yüzden iyi bir karar almışssın, yine yapabildiğinin en iyisini dener olmazsa ikinciye bırakırsın. Ben teşekkür ederim güzel yorumun için. :)

    YanıtlaSil
  11. İnsan kendisiyle barışık olmalı. Çok düşünüp hayatı kendine şeytmemek gerek. Hayat kısa nasıl olsa. Kötü şeylerden de ders alabilmeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle, düşünmek insanı bir süre sonra yıpratıyor.

      Sil
  12. Merhaba!
    İade-i ziyarete geldim. Hayırlı olsun bloğunuz, hoş geldiniz :)
    Takipteyim ^^

    YanıtlaSil
  13. Ben de siyah masa da olurdum öz şefkatimi yalnız bırakamam :) teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyah masa kazananların masası, ben teşekkür ederim. :)

      Sil
  14. kendini sevmek barışmak iyidir yaa, hatta insanları toptan boşvermek daha iyi :) kendimizin iyi arkadaşı olmak yeterli vallası :) insanlarla ilişki yokken daha huzurlu oluyor insan bizim ülkede yani :) yurdışında böyle bir sorun yok ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle insanlarımız git gide anlayışsızlaşmaya başladı, ülkece gerginiz. Dediğiniz gibi kendi kendine arkadaş olmak en iyisi. :)

      Sil
  15. Selam. Ben de sizin blogunuzu çok sevdim. Profesyonel bir anlatım dili kullanıp yazım kurallarına dikkat eden blog yazarların farklı bir keyifle okurum. Kaleminize sağlık. Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  16. Beyaz masadaki tabakları hazırlayanlara ne demeli peki, nasıl bakmalıyız onlara???

    YanıtlaSil

Yorum Gönder